Mustafa Yanık
  Güncelleme: 25-03-2024 19:44:00   25-03-2024 19:20:00

İşgücünde vasfın kadar varsın!

Bir alanda herhangi bir uzmanlık eğitimi olmayan, bir konuda deneyimi, yeterliliği bulunmayan, kısacası bir uzmanlık alanı bulunmayan kişiler için vasıfsız eleman tabiri kullanılır.

Türk Dil Kurumu TDK’na göre, herhangi bir eğitim almamış, okuryazar olmayan kişiler için de bu tabir kullanılabilir.

Günümüzde vasıflı işçileri ülkelerine çekmek isteyen devletler, küresel bir yarış içindeler. Nedenine gelince; işler artarken nitelikli insanın azalması.

 Avrupa Birliği’nin lokomotifi Almanya, Japonya’nın ardından nitelikli işçiye ihtiyaç duyan ikinci ülke olarak karşımıza çıkıyor.

Nitelikli işgücünü ülkesine çekebilmek için Almanya iki önemli yasal düzenleme yaptı. Bunlardan biri bürokrasiyi azaltmaya yönelik Nitelikli İşgücü Yasası, diğeri vatandaşlığa geçiş süresini kısaltan ve çifte vatandaşlığı mümkün kılan Vatandaşlık Yasası.

Yasasının mimarlarından Almanya İçişleri Bakanı Nmancy Feaser, ilerleme için vasıflı işgücü gerektiğini söylemişti.

Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert, Almanya’nın iyi bir çalışma ortamına sahip olmasına rağmen hala uzmanlıklarını Almanya’ya getirmek isteyen insanlara ihtiyaç duyduğunu dile getirmişti.

Federal Çalışma Ajansı da Almanya’nın mevcut standartlarını koruyabilmesi için her yıl 400 bin kalifiye elemana ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

 Kalifiye işgücünü ülkesine çeken devletler ekonomisini de daha hızlı bir şekilde büyütebilecek.

Bu nedenle Almanya, Avrupa Birliği ülkeleri dışından bilişim, sağlık, gastronomi mühendisi başta olmak üzere  bir çok alanda nitelikli çalışanı ülkeye çekme peşinde.

Gelelim Türkiye’ye. Nitelikli işçi konusunda ikili bir sorun yaşanıyor.

Gelişmiş ülkeler kendi yetiştirdiğini elde tutup, açığını ise başka ülkelerden kapatmaya çalışırken; Türkiye hem yetenek açığı, hem de yetiştirdiği yetenekleri ülkede tutma konusunda sorun yaşamakta.

Sadece doktorlar ve mühendislere değil,  teknisyenler, şoförler, inşaat ustaları ve vasıflı sanayi işçilerine de ihtiyaç artmakta.

 Büyüyen vasıflı elemanda açık hızlı bir şekilde giderilmeli. Zira bu durum ekonomik büyümenin önündeki önemli engellerden.

Eğitim ve ekonomi birlikte yürürse kalkınma yoluna gidilir.  Orta öğretimde mesleki ve teknik eğitimin artırılması, ara eleman yetiştirilmesinde çok önemli. Bu alanda yapılanlardan ziyade daha çok yapılmayanlar söz konusu. Yükseköğretimde de tablo iç açıcı değil.

Nasıl oldu da bu durumlara gelindi. Apartmanlardan bozma binalarda üniversiteler açtık. İyi mühendis, mimar yetiştirmenin yolunu kapadık. İlköğretimden itibaren öğrenciyi yeteneklerine göre yönlendirmede hep konuştuk ama uygulamadan uzak kaldık.

Sonuç mu?

Üretecek eleman bulamayan ya da bulmakta zorlanan fabrika, şirket gelişemiyor. Bundan etkilenen ekonomi güçlenemiyor.

Siyaset kurumuna öncelikli görev ve sorumluluk düşüyor. Bu alanda mesafe kat eden başta Almanya örnek olarak duruyor.  Mevzuatta yasal düzenlemelerle işe başlanabilir. 

Yoksa yeterli vasıflı elemana sahip olmamak bir yana, yetişmiş uzmanlarımızı kaptırmak da zor olmayacak.

 Nitekim olmuyor da.

  Bu yazı 427 defa okunmuştur.
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş