Onur Sezer Bakar
  Güncelleme: 21-04-2022 20:43:00   21-04-2022 02:14:00

Fit olmak için...

Dergi, televizyon ve internette görmüş olduğunuz sağlıklı insan görsel ve tanımlamaları ne kadar gerçeği yansıtıyor? Fitness kelimesi ilk defa Darwin tarafından tanımlanmıştır: “Bir organizmanın çevre şartlarına uygunluk derecesi, neslini sürdürebilme.” Bu tanımdan yola çıkarsak çevre şartlarına uyum sağlayabilen herkesi ‘’fit’’ kabul edebiliriz. Peki bunun için bize dayatılan o modeller gibi mi görünmeliyiz? Belli bir fiziksel görüntü şartı bulunmuyor tabii ki!
Yukarıda bahsettiğimden çok daha önemli olan durum, bu “fit” tanımlamasına uymazsanız sağlıksız olacağınız iddiasıdır. Dr. Michael Weber bu konuda ilginç sonuçlara ulaşmış. Haftada bir saat aktivitenin sağlık için yeterli olduğunu söylüyor.
Bana göre son dönemin en çarpıcı araştırmalarından biri de tarih öncesi erken tarım dönemdeki kadınlar ile günümüz kadınlarının kemik yapılarının farklılığı gösteren çalışma. Tarıma yeni geçiş yapmış toplumların kadın bireylerinin tibia (alt bacak) ve humerus (üst kol) kemiklerine bakıldığında günümüzün sedanter kadınlarından çok daha iyi olduğu gözlemlenmiştir.
Cambridge atletleri, yarı seçkin kürekçiler, futbolcular, uzun mesafe koşucuları ve sporcu olmayan sağlıklı insanlar ile karşılaştırılan tarih öncesi kadın kemiklerinden hastalıklı olanlar elenmiş. Bacak kemiklerinin incelenmesinde de ultra maraton koşucusu kadar güçlü olan da hiç spor yapmayan bir bireyin bacak kemiğinden daha zayıf olan da çıktı. Bu durum, o dönem yaptıkları işlere göre gelişimlerinin farklı olabileceği şeklinde yorumlanabilir. Daha da şaşırtıcı olan, tarih öncesinde yaşamış olan kadınların kol kemikleri Cambridge Üniversitesi Kadın Tekne Kulübü ekibinin kemikleri ile karşılaştırıldığında çok yakın sonuçların gözlemlenmesidir.
O dönemde daha sağlıklı besleniliyordu ya da endüstriyel atıklar, yüksek nüfusun sebep olduğu kirlilik vb etkenler yoktu diye düşünebilirsiniz. Diğer yandan yiyeceğe ulaşmaları bizim kadar kolay değildi. Ekinler, topladıkları tohum vb bitkisel besinler ve avlayabildikleri hayvanlar ile beslenmekteydiler. Yiyecek depolamanın da zorluğu düşünülürse olumsuz koşullar da azımsanamaz. Peki bu farklılığın nedeni neydi?
Asıl farkı hareketlilik sağlıyordu. Erkekler avlanmak zorunda olduğundan ve tarım araç gereçlerinin çoğu o dönemde bulunmadığından kadınlar çok ağır işleri yapmakla yükümlüydüler. Buradan da anlaşılabileceği gibi kemiklerimizin daha sağlıklı olabilmeleri için daha fazla hareket etmeliyiz ve bu mutlaka düzenli egzersiz yapmamız gerektiği anlamına gelmiyor ama iş koşulları ve trafik nedeniyle hareketsizliğe mahkum olan ya da başka şekilde motive olamayan insanlar için düzenli egzersiz gerekli olabilir. Buradaki en önemli nokta düzenli egzersiz dışında neler yaptığınız. Eğer ki tek yaptığınız hafif tempolu yürüyüş ise günümüz hayat şartlarında çoğu insan için yeterli olacağını söyleyemeyiz. O dönemde yaşayan kadınlar toprağı sürmek, ekin ekmek, hasat etmek, tahıl öğütmek, hayvanları sağmak, et işlemek, giyim ve çömlek işleri gibi ağır aktiviteler gerçekleştiriyorlardı. Bunları yapmak tahmin edeceğiniz gibi çok fazla kuvvet, dayanıklılık ve esneklik istiyordu. Yine de bir yerden başlamak gerekir. Öncelikle kalkıp adım atmaya başlamak hiç hareket etmemekten daha iyidir elbette!
Daha detaylı bilgi isteyenler için öneriler: “Fit olmak”la iligili bölümü ve daha fazlasını Serkan Yimsel’in “Fitnes Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar” kitabında bulabilirsiniz. Erken tarım döneminde yaşayan kadınlar ile günümüz kadınlarının kemik yapısını kıyaslayan çalışma hakkında da Türkçe kaynaktan okumak isterseniz http://arkeofili.com/tarihoncesi-kadinlar-modern-atletlerden-daha-gucluydu/ yazısına bakmanızı öneririm.

  Bu yazı 1709 defa okunmuştur.
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş