Necmettin ÖZDEMİR
  Güncelleme: 07-03-2023 02:44:00   07-03-2023 00:01:00

O gün konuşsaydınız bugün susardık!...

Diyarbakır'a uçağımız indi...

Başka bir yoldan bizi havaalanından çıkardılar.

Normal çıkıştan giden uçağın pilotları ve hostesleri taşıyan araç taşlandı.

Otele geldik...

Sürekli gürültü ve taşlar...

Havai fişekler vs...

***

Maçtan birkaç saat önce otelden ayrıldık, kardeşim Hakan Gündüz ile...

Stat yakınlarında taksiden indik...

Çünkü stadın etrafı sarılmıştı...

Bir kontrol noktasında güvenlik görevlisine kimliklerimizi gösterdik...

-Aman Bursa'dan geldiğinizi söylemeyin, şu taraftan basın girişine çaktırmadan geçin...

Ve o bölüme geldik...

Bir araç geldi...

İnsanlar taşlamaya başladı...

Bursaspor'a küfürler sallayarak...

Aracın içinden kendi kulüp başkanları indi.

Taşlar kesildi.

Hemen akabinde basın tribününe geçtim.

Ne kadar Bursalı varsa... sinkaf...

Hepsinin ... koyacağız...

Bu maç bitmez...

Bunlar tribünü de geçelim, basın bölümünde, Diyarbakır'da geçen sözüm ona meslektaşlarımızın sözleriydi...

- Belediye başkanı gelse olay olmaz, ama gelmeyecek...

Baktım durum çok kritik, saha içindeki Hakan kardeşimi aradım, istersen buraya gel dedim.

-Yok ağabey dedi.

Yine maç öncesi Hakan kardeşime şemsiye vermiştim.

Ağabey hava iyi ne gerek var dediğinde, bu sana lazım olacak dedim.

***

Maç öncesi Türk bayrağıyla koşan Diyarbakırlı yaşlı atlet amcamıza küfürün bini bir para...

İstiklal Marşı sırasında, terör örgütü marşı ve yuhalamalar...

Sahaya yağan Allah ne varsa ellerine geçirdikleri her şey,,,

O sırada kardeşimiz Hakan, atılan cisimlerden korunmak için açtığı şemsiye ile adeta durumun bir özetini anlatır gibiydi...

Kuşkusuz maç iptal edildi.

Ancak iptal edildiği söylenmedi.

Çünkü Bursaspor kaçırılacaktı.

O an naklen yayında Bursaspor stattan ayrılıyor haberi üzerine, anında araca hücum başladı.

Ertuğrul Sağlam ve oyuncularını taşıyan polis aracı, polis evine sığınmasa, belki de Bursasporlu futbolcuların sonları olacaktı.

Sonra stattan iki ayrı araçla iki ayrı zamanda basın mensupları ayrıldı.

Yine araçlar taşlandı, camlar patladı.

Hepimiz havaalanına zor attık kendimizi...

Biz bunları Türkiye'nin bir kentinde, Diyarbakır'da yaşadık.

Nedense herkes, bu olaya yaşanmamış gibi baktı.

Spor gazetecileri olarak iki kent arasında kardeşliğin kurulması için de inanılmaz yoğun çaba harcadık.

Ancak sonuç değişmedi.

***

Bursa'da Amed maçında yaşananlara tek pencereden bakmamak lazım...

Ki ilk maç öncesi de saha içinde bir taraftarın Amedspor antrenmanında futbolcularla diyaloğu hatırlanmalı.

Maç sırasında atılan cisimler hatırlanmalı.

Yere düşen gencecik Bursasporlu futbolcunun üzerine göstere göstere basılması hatırlanmalı.

Kuşkusuz, Bursaspor-Amed maçında provokasyon var, ancak bunu Bursaspor taraftarına fatura etmek aymazlıktır.

Bu taraftarın bir tribün liderinin Diyarbakırlı olduğunu da hatırlatayım.

Yine bu kulübün başkanlıklarını yapmış 'Kürt' kökenlilerin de olduğunu hatırlatayım...

Herkes hemen sağduyu çağrısı yapıyor.

Herkes hemen ırkçılık suçlaması yapıyor.

Biraz da sol duyunuza kulak verin.

Bu kentin siyasetçileri, il başkanları, milletvekilleri, mal bulmuş mağrip gibi Bursaspor'u suçluyor.

Kardeşim, sizler Bursaspor için bugüne kadar ne yaptınız?

Sizler, şampiyon Bursaspor taşlandığında, ölümden döndüğünde nerdeydiniz?

Sizler, ligin ilk yarısında Amed maçı öncesi ve sonrası nerdeydiniz?

Eğer o günlerde duyarlı olsaydınız, bugün olaylar bu noktaya gelinmezdi.

  Bu yazı 2746 defa okunmuştur.
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş