Mustafa Yanık
  Güncelleme: 10-10-2022 23:32:00   10-10-2022 22:42:00

Kent notları...

Gerek projeler, hedefler, hayaller gerekse günlük basit işleri yapabilmek için birçok olgunun bir araya gelmesi gerekmekte.

 Ancak işin başlanması ve bitirilmesi için önemli taşıyan ilk şey sağlık olmakta. İşte bu durumu anlatan Atasözümüzü günlük hayatta sıkça kullanırız: Her işin başı sağlık.

Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) Birinci basamak sağlık hizmetleri için temel öneme sahip.

Kira fiyatları, aile hekimlerine ödenen cari giderlerin yetersiz kalması, gider artışı gibi nedenlerden dolayı Aile Sağlığı Merkezleri’nin sıkıntıları sıkça gündeme gelmekte. 

Mülk kiraları başta olmak üzere genel giderlerdeki artışa rağmen cari gider ödemelerinin fiyatlardaki artışın çok gerisinde kalması, aile hekimlerini, ASM giderlerini karşılayamaz hale getirdi.

Aile hekimliği sisteminin ve kaliteli birinci basamak sağlık hizmetlerinin devamı için acil önem gerekmekte.

Sağlık Bakanlığı ASM’lerden yükselen yakınmalar üzerine ASM cari gider ödemelerinde düzenlemeye gitti. Bazı ayarlamalarla maddi iyileştirmeler yapıldı.

Ama yetti mi, hayır! Enflasyon karşısında artırılan ödemeler yine yetersiz kaldı.

Aile hekimleri beklentilerini şu ifadelerle dile getirmekte:

“Öncelikle ASM cari gider ödemelerinin artan maliyetleri karşılayacak düzeye getirilmeli, kamu hizmeti veren aile hekimlerine Sağlık Bakanlığı tarafından uygun kiralarla bina sağlanmalı.”

-

TEHLİKELİ VİRAJLAR

Bursa’nın ekonomik ve sosyal yönden kalkınmasında kimi yerlere öncelik tanınmakta, ağırlık verilmekte, yatırımlar yönlendirilmekte.

Hal böyle olunca da ilk akla gelen kalkınmaya ve gelişmeye müsait ‘Dağ’ yöresi olmakta. Keles, Orhaneli, Harmancık, Büyükorhan ‘dağ’ gibi avantajlara uzanabilmekte. Bunlar içinde doğa turizmi, tarım ve ulaşıma yönelik hizmetler ön plana çıkmakta. Her türlü alt ve üstyapının buraya kazandırılması getirisini katbekat artıracak.

Son yıllarda araç ve yolcu trafiğinin arttığı Bursa-Keles karayolu.  Derin uçurumlu kesimlerde çelik bariyer yokluğu tehlikeye davetiye çıkarıyor.

Her ne kadar güzergahın büyük bölümünde bariyerin varlığı kendini gösterse de. Bariyer olmayan bölümlerde dik ve derin uçurumların varlığı işin tuzu biberi.

Geçen yıl genişletilip asfaltlanan 42 kilometrelik yolun kimi kesimleri  tehlikeye her an açık. Keskin virajlar peş peşe. Yürekler ağza geliyor, bariyersiz bu kesimlerde.

Yol ve araç güvenliğinin sağlanması bakımından çelik bariyer yapılması bir zorunluluk olarak ortaya çıkmakta

Uzmanlara göre,  çelik bariyer (otokorkuluk) Karayollarında keskin virajların yer aldığı ve kenarı dik şev konumunda olan kısımlarında yolu kullanan yolcu ve sürücülerin sorunsuz ve güven içerisinde seyahat etmelerini sağlayan, trafiği düzenleyen bir sistemler bütünü…

İşte, Keles yolunda yapılması daha doğrusu tamamlanması gereken de bu. İş öyle uzun boylu değil. Toplasan birkaç kilometre ancak tutar.

Ama her nedense konu üzerinde onca yazılması ve çizilmesine rağmen en küçük bir gelişme gözlenmemekte.

Büyük işleri yaparken gözden kaçan daha küçük işler baş ağrıtabilir.

 

 

NASREDDİN HOCA YERLERDE

Nasreddin Hoca Anadolu Selçukluları döneminde Akşehir ve çevresinde yaşayan efsanevi kişi.

Çoğunlukla hazırcevap ve mizah anlayışını haiz bir bilge olarak aksettirildiği hikâyelerle sadece Türk dünyasında değil pek çok coğrafyada bilinmekte, tanınmakta.

Yolum arada bir Nilüfer Çamlıca Parkı’na düşer. Burada bir süre oturup dinlenmek, çam ağaçlarıyla kaplı yemyeşil ortamda oksijen yüklenmekten haz alırım. Mizah ve çizgi dünyası kahramanlarının heykelleri arasında.

Ve de eşeğine ters binmiş görünümüyle Nasreddin Hoca. Aylar önce gittiğimde sol el başparmağının yerinde olmadığını gördüm. Resmen kırmışlar.  

Önceki gün uğradığımda ise durum daha da vahimdi. Hoca ve eşeği boylu boyunca yere uzanmıştı. Hayır hoca eşekten düşmemiş, hayvanla birlikte kendisini yerde bulmuştu. Heykelin beton zeminle bağlantısını sağlayan demir çubuklar kopmuştu. Vandalların marifeti olabilir ya da güçlü bir fırtınanın.

Yazımızı Hoca Nasreddin’den eşeğiyle ilgili bir fıkra ile tamamlayalım:

Günün birinde Hoca Efendi pazara gitmek için eşeğine biner ve yola koyulur. Bir süre gittikten sonra eşek huysuzlanır ve ardından hoplayıp zıplamaya başlar. Derken Nasreddin Hoca da eşekten düşüverir. Düşer düşmesine de çevresine toplanan çocuklar toplu hâlde bağırmaya başlarlar: “Nasreddin Hoca eşekten düştü, Nasreddin Hoca eşekten düştü.”

Hoca, şöyle bir sağına soluna baktıktan sonra büyüklerden kimselerin olmadığını görünce eşe dosta rezil olmamak için;  “Çocuklar, eşekten düşmedim, ben zaten eşekten inecektim.” deyiverir.

Sağlıkla ve dostlukla kalın…

 

  Bu yazı 2232 defa okunmuştur.
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş