'Acı reçete’ ne alemde!

 Kemer sıkma politikaları meyvelerini uzun vadede veren, kısa vadede ekonomiyi yavaşlattığı için “acı reçete” olarak da anılan politikalar.

 Toplumun ikna olması kadar, acı reçetenin maliyetinin topluma pay edileceği oran da bir o kadar önemli. Hesap tutmazsa uygulamanın ağırlığı altında ezilenlerin tepkisi, vaktinden önce reçetenin rafa kalkmasıyla sona erebilir.  O zamana kadar ödenen bedel de heba olur.

Acı reçete işçiyi de işvereni de etkileyecek. Bu dönemde firmalar borçlanma maliyetine karşılık azalan talep nedeni ile daha az üretim yapacak. Bazı şirketler iflas edecek. Şirket kârlılığı azalacak.

Uygulanan enflasyonist politikalardan sabit gelirliler en olumsuz etkilenen grup oldu.  Maliyeti dağıtırken reel kazanımları erimiş sabit gelirli kesimleri daha çok korumak, kaynak aktarımlarını bu gruplara yönlendirmek önemli.

Enflasyonla mücadelenin ön şartı acı reçetedir.  Alternatifi olmaması, acı reçetenin maliyetlerinin nasıl dağıtılacağı konusunda seçenekler olmadığını göstermez. Maliyetin adil dağılımı, uygulanan politikaların toplumun tüm kesimleri tarafından desteklenip, yarıda kesilmemesi için de ön şart.

TÜRK-İŞ'e göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 17-18 bin TL bandında seyrediyor. Bu açıdan mevcut asgari ücret hem yoksulluk sınırının altında kalıyor, hem de açlık sınırını zor karşılıyor.

iktisatçı Mustafa Sönmez'e göre, TÜRK-İŞ'in yalnızca mutfak masraflarını baz alarak hazırladığı açlık sınırı, asgari ücret için baz alınamayacak kadar yetersiz. Sönmez ayrıca 2024 sonu itibarıyla 4 kişilik bir ailenin mutfak giderlerinin 26 bin TL'yi bulacağı görüşünde.

Mart ayındaki yerel seçimin ardından ek vergilerin de devreye gireceği artık herkesçe bilinmekte. Yağmur misali zamlar sürpriz olmayacak.

Resmi enflasyonun en az iki katı gerçek enflasyon yaşandığını belirten Prof. Babuşçu ise "Kötü günler geride kaldı, daha kötü günler bizi bekliyor. Herhalde reçetenin özeti bu" diyor.

2024 yılında çalışanları zor günler bekliyor.