Mustafa Yanık
  Güncelleme: 13-07-2022 13:31:00   13-07-2022 13:26:00

‘Oy yaylalar yaylalar…’

En başta sevilen şarkı sözlerinde kendini bulur yaylalar…

Bu tepe karlı tepe, yaylalar/Oy yaylalar, yaylalar, yaylalar/İndim su serpe serpe, yaylalar/Oy yaylalar, yaylalar, yaylalar.

Gittim ki yar uyumuş, yaylalar/Oy yaylalar, yaylalar, yaylalar/Uyardım öpe öpe, yaylalar/Oy yaylalar, yaylalar, yaylalar.

Aldım Türkmen kızını, yaylalar/Oy yaylalar, yaylalar, yaylalar/Çekemedim nazını, yaylalar/Oy yaylalar, yaylalar, yaylalar…

Yazın hayvan otlatmak için çıkılan dağlık ve ormanlık bölgelerdeki yüksek, düz, otluk yerlere yayla dendiği gibi;

Dinlenme, tatil yapma gayesiyle çıkılan yüksek yerlere, hatta şehir gibi yerleşim yerlerindeki yüksek kısımlarda bulunan mahallelere bile yayla adı verilmekte.

Yayla terimi eski Türkçe, Azeri ve Çağatay lehçelerinde bulunan yay (yaz), yaylamak (yazı geçirmek) sözcükleriyle bağlantılı.

 Yaylamak terimi zamanla, yaylag ve yaylak haline dönüşmüş, (K) sesinin düşmesiyle yayla halini almıştır. Yaylacılık Anadolu’ya Orta Asya'dan Türk göçleriyle gelmiş. Orhun Yazıtlarında yaylag terimi geçmekte.

Vikipedi’ye göre, yayla veya plato, yüksek yerlerdeki derin akarsu vadileriyle yarılmış, deniz yüzeyinden yüksekte kalan, düz arazi şekli. Yükseklikleri beş yüz metreden birkaç bin metreye kadar çıkabilmekte.

Dünyada en geniş ve yüksek plato Tibet Platosu'dur. Dünyanın çatısı (roof of the world) olarak isimlendirilir. Tibet Platosu 2 milyon km karelik bir alanı kapsar (Fransa veya Teksas'ın dört kat büyüklüğünde)

Yaylayı parçalayarak bir ağ gibi saran akarsu vadileri arasında kalan düz veya az eğimli yayla parçaları, vadilerin derinleşerek ve yayılarak genişlemesiyle daralır ve yayla dağlık-tepelik bir şekil alır.

YAYLALARIN TURİZM KÖYÜNE DÖNÜŞÜMÜ

Yaylacılık göçebe yaşam tarzına benzese de bazı yönleriyle ayrılır. Yaylacı kışlak ve yaylak arasında yaz ve kış ritmik göç eder. Göçebeler ise otlak arama amacıyla sürekli göç halinde.

 Yaylacının köy veya kasabada kalıcı bir meskeni bulunurken, göçerlerin çoğunlukla kalıcı konutları yoktur. Bazı uygun yaylalar sürekli oturulan yer haline gelebilir.

Memleketimizde sayılamayacak kadar çok olan bu yaylaların dinlenme, turizm gayesiyle kullanılan ve mahalle niteliğinde olanları turizm tatil köyleri haline gelmekte hatta geçici yerleşim yeri olmaktan çıkıp daimi yerleşim yerleri olmakta. Yaylalarımız ağıl işlevleri olan göçebe hayvancılığın yerine son yıllarda rekreasyonel amaçlarla kullanılmaya başlanmış.

Yayla yerleşmesi sayısı büyük bir hızla azalmakta. 1968 yılında tahmini 26.000 olan yayla sayısı 1997'de 5900 adete düşmüş.

BURSA’NIN CENNET KÖŞELERİ: YAYLALAR

Bir zamanlar adının önünde ‘Yeşil’ olan Bursa bu kimliğinden zamanla uzaklaşsa da dağlık yapısıyla Uludağ, Orhaneli ve İnegöl çevresindeki birçok yayla, kamp alanı ve doğal güzelliklerini korumayı bilmiş.

Bursa yaylalarını pek çok araştırmacının dikkatini çekmiş. Yapılan tanıtımların ardından bölgeye ilginin artmasına tanık olunmuş. Outdoor Haber’den Çağatay Belgen’in gezi ve araştırmalarında da yer aldığı üzere Bursa yaylalarını şöyle sıralamak mümkün:

Kocayayla

Kendir

Büyük ve Küçükdeliller

Ketenli

Bağlı

Görecik

Maremşah

Kıran

Tonoz

Bu yaylalardan bir kaçına göz atalım.

Kocayayla

Bursa'nın ilçesi Keles'e yalnızca 5 kilometre mesafede yer alan Kocayayla, adı gibi “kocaman” bir yayla. Çevresinde çoğunlukla karaçam ağaçları bulunan yaylada, dağınık biçimde meşe, gürgen, alıç, kavak, erik, ve çam ağaçlarına da rastlamak mümkün.

Ortalama yüksekliğin 1220 metre olduğu Karayayla, 400 dönüm çayır alanıyla yüz ölçümü bakımından Türkiye'nin en büyük yaylaları arasında.

Yayla kenarında piknik masaları, restoran ve kahvehane, çeşitli alışveriş ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz bakkal, mescit ve tuvalet hizmet vermekte. Yaylanın çeşitli noktalarında yaz-kış devamlı su tedarik edebileceğiniz çeşmelerden Uludağ'dan gelen buz gibi suları içebilirsiniz. Kendi aracınızla geliyorsanız, bu sudan doldurup evinize götürmek için yanınıza birkaç bidon almayı unutmayın.

Osmanlı'nın Bursa, İnegöl ve Orhaneli'ye gerçekleştirdiği akınların üssü olarak kullandığı Kocayayla, bu üç hedefin ortasında bulunması bakımından stratejik konumu nedeniyle tarihi bir öneme sahip.

Uludağ'ı tüm görkemiyle seyredebileceğiniz, ormandan gelen ağaç, çayırdan yükselen toprak ve bitki kokularını soluyabileceğiniz Kocayayla, en kolay ulaşıma sahip, en görkemli Bursa yaylası. Ulaşım kolay sağlanabildiği için hafta sonları piknikçi akınına uğrayan Karayayla'yı, kalabalıktan ötürü, yaylanın tadına daha iyi varabilmeniz için yağışlı havalarda, hafta içi veya soğuk kış günleri sessizken ziyaret etmenizi öneririz.

Kendir

1330 metre irtifada bulunan Kendir yaylası bir üstteki Kocayayla'ya 4 kilometre mesafede, yaklaşık 260 dönüm çayır alanıyla hiç de ufak sayılmayacak bir yayla. Bitki örtüsü bakımından Kocayayla gibi karaçam ağırlıklı olan yayla çevresinde meşe, gürgen, alıç, kavak, erik, ve çam ağaçları da görmek mümkün. Kendir yaylası Kocayayla'ya kıyasla daha kafa dinlemelik, gürültüsüz bir alan.  Bursa'nın en güzel yaylası denilse yeridir.

Büyük ve Küçükdeliller

Ketenli yaylasının doğusunda, Uludağ'ın eteklerinde yer alan bu yayla adını 5 kilometre mesafedeki Büyükdeliller ve Küçükdeliller köyünden almıştır. Burada kamp kurabilir, orman içi yürüyüşler yapabilir veya Uludağ büyük zirveye tırmanabilirsiniz.

Büyük ve Küçükdeliller kamp alanında tuvalet ve çeşme bulunmaktadır. Yükseklik yaklaşık 1400 metre. Yolu temiz, ancak yağış zamanı yol üstündeki dik rampalar kayganlaşır. Çamurda fren yapmadan düşük vitesle inmenizi öneririz.

Sözün özü: Cennet köşelerimizi korumak bir vatan görevidir

  Bu yazı 1454 defa okunmuştur.
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş