Mustafa Yanık
  07-07-2022 22:23:00

Köyün kültür elçisi Mustafa dede

Bir doğa harikası dağ yöresinin sadece turizm değil kültür zenginliğiyle de öne çıktığına tanık oluyoruz.

Vatandaşların duyarlı yaklaşımları da yörenin kalkınmasından tanıtımına kad​ar bir yelpazede kendini iyiden iyiye hissettirmekte.

Bunların birinden söz edeceğiz. Bir ihtiyar delikanlıdan, gönüllü bir kültür elçisinden.  Ve tabii ki 86 yaşındaki Mustafa Kabakçı’dan.

Doğma büyüme Küçükdeliller Köyü’nden.  Çalışma hayatı Bursa AVP Tiyatrosu’nda geçmiş. Anlatıyor:

“ 1993’te emekli olunca boş durmanın bana göre olmadığını anladım. Ne yapacağımı düşünürken köyde bir müze oluşturma fikri kafama yerleşti. Geçmiş yıllarda Türkiye’yi gezerken uğradığım illerden antika eşya toplamıştım. Başlangıç için bana yetecekti.”

Yine de yollara düşmüş Mustafa Kabakçı. Bölgede artık kullanılmayan tarım aletlerini toplayıp bir araya getirmiş.  Köyde iki katlı evini müzeye dönüştürmüş.

Müzeye gelenleri daha içeri girmeden bina dışında yazılı özlü sözler ve ağırlıklı olarak günümüzde artık kullanılmayan tarım aletleri karşılıyor.

‘Hayat bir merdiven gibidir, kimileri çıkar, kimileri iner’ yazılı merdivenlerden çıkıp üst kattaki müzeye girenler hayranlıklarını gizleyemiyor.

Yörenin geleneksel kadın kıyafetlerinden ev ve tarım aletlerine kadar pek çok eşya eski kilimlerle kaplı odalarda sergilenmekte.

Kimi ziyaretçiler oturdukları divanda tarihi havayı teneffüs edercesine kimi eşyadan gözünü alamamakta.

Mustafa Kabakçı ziyaretçilere köyün tarihçesinden başlayıp kültürel geçmişine uzanan alanlara kadar sunum yapmakta.

Evin önü meyve bahçesi.  Şeftalisinden, vişnesine kadar meyve ağaçlar sıralı. Misafirlere taze meyve ikram edilmekte.

Müzeye girişte olduğu gibi bu meyvelerden de para alınmıyor. Mustafa Kabakçı eşi ile birlikte misafir ağırlamaktan hoşnut olduklarını davranışlarıyla gösteriyor.

“ Ömrüm yettiği sürece bu işi sürdüreceğim.  Hem beni oyalıyor hem de başta köyümün tanıtımına katkıda bulunuyorum” diyen Kabakçı, üzüldüğü bir konuya da değinmeden edemiyor.

Küçükdeliller bir Osmanlı köyü…  Yabancıların çoğu köyün adını söylerken ‘Küçükdeliler’ ya da ‘ deliler’ diye ifade ediyor.

Bu durum köylüleri olduğu kadar Mustafa Kabakçı’yı da üzmekte.

Köyün adı buranın kurucularına Osmanlılar döneminde yaptıkları rehberliklerinden dolayı ‘delil’ ya da  ‘kanıt’ denilmesinden gelmekte. .. Yani ‘deli'den değil, ‘delil'den.

Bu konuyu ileride ayrı bir yazı konusu haline getireceğim.

Evet orada bir köy var uzakta. Gidip görsek de görmesek de o köy bizim köyümüz.

Tarihi ile kültürü ile tarımı ile eşsiz doğası ile bir bütün.

90 yaşına yaklaşan Mustafa Kabakçı gibi gönüllü bir elçinin çabası, fedakârlığı ortada. Bu çalışkan insanlara en azından bir gönül borcumuz var.

Takdir ve beğeni duygularımızı esirgemeyelim ki gönüllü kültür elçilerimiz artsın.

Aslında toplumların gelişmesinde ve ilerlemesinde yaşlılar büyük bir fırsattır. Zira yaşlılar bilgi ve tecrübeleriyle topluma artı değer katar.

Yaşlılarımızın deneyimleri, bilgileri toplum için zenginlik kaynağı. Topluma bilgilerini, becerilerini aktarır ve onlar da bu bilgilerden faydalanır.

En başta yörelerimizin kültür değerleri ve varlıklarını koruma, gelecek kuşaklara aktarma adına.

Yaptıklarınla ve yapacaklarınla sen çok yaşa  Mustafa dede…

Sözün özü: Yaşlılar toplum için yol göstericidir

  Bu yazı 1370 defa okunmuştur.
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş