İran ve İsrail savaş eşiğinde mi?

Dünya yine diken üstünde.

Coğrafyanın kimi bölgeleri kırmızıya dönmüş, kan ve gözyaşı akmakta.

Rusya-Ukrayna savaşı uzun süredir kamuoyunun dikkatini çekerken, Ortadoğu’da Filistin-İsrail gerginliği yeni bir yörünge üzerinde.

İran, İsrail'den çok daha büyük bir coğrafyaya ve nüfusa sahip.

İlk kez kendi topraklarından İsrail'e yönelik saldırılarda bulundu.

Bu durum tüm gözlerin İsrail'in üzerine çevrilmesine yol açmakta. İsrail savaş kabinesinin, İran'ın füze saldırılarına tavrının ne olacağını tartıştı.

Tel Aviv yönetiminin İran’ın hava saldırısına karşı verilecek yanıt konusunda karar verdiği duyuruldu.

İsrail Hava Kuvvetlerinin, İran'a yönelik muhtemel bir saldırı için yürüttüğü hazırlıkları tamamladığı bildirildi. İran'dan ise ''İsrail'in saldırısına saniyeler içinde yanıt veririz'' yanıtı geldi

Bunlar olup biterken kafaları başka konular da meşgul etmekte.

Savaşın yayılma riskine ve bölgesel savaş olasılığına dikkat çekilmekte.

***

İki devletin askeri güçleri ve savunma kapasiteleri , artıları eksileri  uzmanlarca değerlendirilmekte.

Akıllara gelen ilk soru ise İran ve İsrail'in nükleer silahları.

Resmi  açıklamalarda muğlak yanıtlar veriliyor ancak İsrail'in nükleer silahları olduğu düşünülüyor.

İran'ın ise nükleer silahı olmadığı görüşü hakim.

Yıllar içinde İran insansız hava araçlarına büyük yatırımlar yaptı.

İran'ın eksiği modern hava savunma sistemleri ve savaş uçakları.

İsrail’ de ise dünyanın en gelişmiş hava kuvvetleri mevcut.

F-15, F-16 ve en yeni F-35 uçakları da dahil olmak üzere en az 14 savaş uçağı filosuna sahip.

Ortaya çıkan krizin başka ülkeleri de içine çekmesinden duyulan endişe de gizlenmiyor.

***

İran-İsrail krizinde Türkiye’nin izlediği politikaya gelince.

Bu kapsamda verdiği en önemli uyarı, İsrail-Hamas savaşının “bölgesel savaşa dönme” tehlikesinin çok da uzak olmadığı.

Başta Batı olmak üzere tüm ilgili tarafları bir an önce ateşkes sağlanması için uyaran, gidişat nedeniyle çatışmanın yayılacağı kaygısını dile getiren Türkiye, İran-İsrail arasında yaşanan karşılıklı saldırıların kendisini haklı çıkardığını dünyaya duyuracaktı.

 Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, yer alan ifadeler kaygı verici ve uyarıcıydı:

 “İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü savaşının yayılma ve tırmanma riski barındırdığına dair uyarılarımızı uzun süredir tüm muhataplarımıza hatırlatmaktayız.

 İsrail’in, İran’ın Şam Büyükelçiliğine gerçekleştirdiği uluslararası hukuka aykırı saldırı, kaygılarımızı haklı çıkarmıştır.

İran’ın bu saldırıya yaptığı misilleme ve takip eden gelişmeler, olayların hızlı biçimde bölgesel bir savaşa dönüşebileceğini bir kez daha göstermiştir.”

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da insanlığın Gazze’de bir yol ayrımına geldiğini, buradan “ya daha büyük bir savaş ya da büyük bir barış çıkacağını,” vurgulaması da, Türkiye’nin tercihinin barış olduğunu sergilemekte.

Yaşananların ışığında şu sorular da akla geliyor;

Ortadoğu’da yeni bir kader mi şekilleniyor?

Perde arkasında ‘büyük güçler savaşı mı var?’

Cevabını gelişmeler ortaya koyacak!