Ercan AKYILDIZ
  Güncelleme: 18-11-2022 22:05:00   18-11-2022 21:55:00

Yönetemiyorsanız terk edin!

İnsanlar hangi makamda bulunursa bulunsun,hangi koltukta oturursa otursun, bulundukları ülkeye,yaşadıkları şehre yada yönettikleri kuruma,kurumda hizmet verenlere karşı sorumlulukları vardır. Bu açıdan değerlendirdiğimizde,ülkeyi yaşanılabilir bir ülke haline getirmek için mücadele eden insanların emeklerini “heba” etmeye,çalışma azmini kırmaya kimsenin hakkı yoktur. Aynı düşünceler yaşadığımız şehir de her gün binlerce kişinin çare aradığı Uludağ Üniversitesi Tıp fakültesi için de geçerlidir…

Yapılan güzel işlere rağmen yöneticiler bu güzellikleri görmezden geliyorsa,bu kişileri uyarmak,yada topluma şikayet etmek en büyük hizmet olur.

Düşüncemiz bu yönde..

Aslında  “Yönetemiyorsanız terk edin” cümleleri bu insanlara verilecek en güzel cevap olur.

Çünkü,bu tip insanlar kendi sorumsuzluklarına başkalarını da ortak etmeye çalışırlar.Yada kendi beceriksizliklerinin faturasını başkalarına ödettirmeye çalışırlar.

Vebal altında bırakırlar…

Bunun en bariz örneği Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesinde yaşanıyor.

Sağlık Bakanlığının insan odaklı çalışmaları,bazı kurum yöneticileri tarafından bilerek yada bilmeyerek gölgelendiğine şahit oluyoruz.

Sağlık sektöründe yaşanan aksaklıkları bu sütunlarda dile getirirken bu defa yolumuz Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesine düştü…

Devletin sağlık sektörüne onca yatırım yapmasına rağmen insanların tercihin de ilk sırayı alan Tıp Fakültesi..

Burada da  serzenişlere şahit oluyoruz…

Hem de ne serzeniş…

Ama bu defa sesler çoook yukarılardan geliyor…

Doktorları yetiştiren doktorlardan..Profesörlerden…

Haklılar da…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla sağlık sektöründe çalışan hekimlerin maaşlarında yapılan iyileştirme de Üniversite hocaları göz ardı edilmiş…

Adeta “üvey evlat” muamelesi görüyorlar.

Sakın “ekonomi endeksli” düşündüğümüz algısına kapılmayın.

Hiç de öyle değil…Orta da emek var..Yılların birikimi var..Tecrübe var…Marka olmuş isimler var..

Görmezden gelemezsiniz..

Bakın;

Bugün Üniversite de uzmanlık eğitimini tamamlayarak devlete ait bir hastanede göreve başlayan hekim 40 bin liranın üzerinde maaş aldığı ifade ediliyor..Döner sermayeden gelen para üzerinde eklendiğinde rakam 60 binleri buluyor..Hak mıdır..Evet bu ekonomik şartlara bakıldığında doğrudur.Haktır…

Peki o uzman doktorla birlikte binlerce doktor  yetiştiren bir Profesörün net maaşı ne kadar Uludağ Üniversitesinde ?

Biz söyleyelim 24 bin TL…

Şaşırmadım desem yalan olur..

Gerekçe doktor yetiştiren hocaların maaşlarını belirleme yetkisinin hükümet tarafından Üniversitelere verilmesi…

O zaman sormak lazım…Ömrünün büyük bir kısmını doktor yetiştirmekle,insanlara şifa olmak için mücadeleyle geçiren bu hocaların 40 yıllık emeklerini nereye koymalıyız..?

Çalışma ortamları ise evlere şenlik.

Üniversite deki muayenehanelerinde hastalarına ayıracakları zamandan daha fazlasını bilgisayar başında angarya işlerle geçirmek zorundalar.

Şunu ifade etmek istiyorum;

En basit ifadeyle devlete ait bir diş hastanesinde bile her doktorun çalıştığı muayenehanede tıbbi sekreter görev yapıyor.

Olması gereken uygulama..

O zaman Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesinde herhangi bir polikliniğe gidin. Karşılaşacağınız manzara hiçte iç açıcı değil.

Randevu almayı başaran insanlar kuyrukta bekliyor.Tek bir sekreterin yönlendirmesiyle dertlerine çare bulmaya çalışıyor.Hocaların yapacağı bir şey yok.

Ortam gerçekten evlere şenlik.

Bu ifadeleri sadece eleştirmek amaçlı değil bir noktaya dikkat çekmek için kullanıyorum…

Bursa Uludağ Üniversitesinde insanlığa sağladığı katkılar nedeniyle,yıllardır akademik alanda başarılara imza atmış,marka olmuş Profesörlerimize, hocalarımıza ne kadar sahip çıkıyoruz?

Sanırım bu sorunu cevabını  en başta Üniversite Rektörü Prof.Dr.Saim Kılavuz olmak üzere yönetim verecektir…

Çünkü;

O hocalar kolay yetişmiyor..

Herkesin ortak düşüncesi şu;

Uludağ Üniversitesi Rektörü Saim Kılavuz yaşanan sıkıntılara acil müdahale ederek, çözüm noktasında yapabileceklerini hayata geçirmelidir.

Nasıl ki güzellikleri, avuç içlerimiz çatlayana kadar alkışlıyoruz,yanlışları da dile getirmek  gibi bir görevimiz var.

Kurum yöneten insanların,kurumda çalışanlara karşı sorumluluğu vardır.

Vatandaş öfkeli kızgın..

Hocalar kırgın…

  Bu yazı 6037 defa okunmuştur.
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş