Bürokrasi ne amaçla İktidarı törpülüyor..

Bu şehirde yaşayan herkesin yapılan olumlu yada olumsuz çalışmaları sorgulama hakkı vardır.Hiç kimse çıkıp da “ sen ne konuşuyorsun” deme hakkına sahip değildir.

Şimdilik siyaset yapmadan tüm yaşananlara “insani açıdan” bakabilme becerisinin ortaya koyalım..

Bir toplum içerisinde birlikte yaşamak zorunda olduğumuz insanların siyasi görüşü, dini, dili, ırkı ne olursa olsun, bu şehir için birileri ortaya çıkıp “yanlış yapılıyor”  diye feryat figan ediyorsa, bize düşen görev bu çağrıları irdelemek hatta araştırıp, en doğru şekilde toplumu bilgilendirmektir.

Oysa bu son süreci bizzat yaşayanlardanım..

Olaylara hiçbir zaman “üfürelim gitsin” türünde yaklaşılmasının doğru olmadığına inanan bir Gazeteci olarak şunu söyleyebilirim...

2023 Haziran ayında yapılması planlanan seçimler öncesi Ak Parti bizzat töpüleniyor,kendi icraatlarıyla vuruluyor. Milyonlarca lira harcanarak yapılan sağlık yatırımları üç beş çapsız tarafından gölgelenerek hiç edilmek isteniyor.

“Vatandaşa tuzak kurulmaz” açıklamasını yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya rağmen şehir içinde kuytu köşelere saklanan trafik polisleri “telefonla konuşuyorsun…Yada şehir içinde emniyet kemeri bağlamıyorsun” diyerek vatandaşa adeta ceza yağdırıyor…

Yeniden ilk konumuza dönelim…

Benimde yıllarca övgüyle söz ettiğim “Sağlık Bursa’da birileri tarafından törpüleniyor…” ifadelerinin birazda ayrıntısına girelim;

Bir Örnek..!

Yer  750 bin nüfusun yaşadığı Yıldırım İlçesine bulunan Şevket Yılmaz Hastanesinin Nöroloji servisi…Kısıtlı imkanlara rağmen bu servisin doktorları hemşireleri canla başla mücadele ediyor.Hemşire kızlar gayet kibar ama koca servise gece boyunca 1 hemşire tarafından hizmet verildiğini de not edelim..

En büyük sorun İdare….

Bakın; Aynı serviste çalışan ve servisin sorumlu hemşiresi olduğu söylenen türbanlı-gözlüklü “Hanım ağa” hemşire…Allah var bizim olduğumuz bölgeye hiç yaklaşmadı…

Ama o gariban insanlara,hasta yakınlarına nasıl bağırdığına,nasıl aşağıladığına, nasıl rencide ettiğine bizzat şahit oldum. (Davut Başkan bilgin olsun)

Bunu görevli olduğu her gün tekrarladı…Servis koridorlarında hanımefendi adeta şov yapıyor.

Hasta bakıcı kadınlardan yada temizlik görevlilerinde 1 çarşaf almak için insanların nasıl mücadele ettiğini gördü bu gözler…

Müdahale zamanın geldiğini düşünüp gayet nazik kibar bir dil kullanmak şartıyla temizlik görevlisinin yanına yaklaşıp “Niye insanları bu şekilde aşağılıyorsunuz.Siz burada işe girmek için kim bilir kaç kişiyi aracı yaptınız.Şimdi vatandaş bir çarşaf için yalvarıyor…  “Cevap ilginç bir o kadar can sıkıcı,hatta düşündürücü “Ben zaten Ak Partinin mahalle temsilcisiyim”

Yani herkes bulunduğu bölgelerde bağımsızlığını ilan etmiş…Bir hemşire bile kendi egolarını tatmin etmek için Hastane koridorlarında terör estiriyor sa varın gerisini siz düşünün…Kanaatime göre herkesin bir dayısı var..

İnanın 10 günde 1 ay yazacak not topladım sadece Şevket Yılmaz Hastanesinde…İl Sağlık Müdürü başta olmak üzere Hastane Başhekimi,Hastane Müdürü ve diğer idari personelin tutumları ve diğer ilginç yaşanmışlıklara önümüzdeki günlerde devam edeceğim.

Bursa'nın sağlıktaki hafızası olarak bilinen,İl Sağlık Müdürü Özcan Akan’ın koltuğunu bırakmasının ardından son 3 yıldır yaşananlar “Ak Parti'ye suikast” anlamı taşıyor ki,bunun da bir faturası olacaktır…

Aynı FATURA bu defa trafik cezaları üzerinden de kesilecek..

Uzatmadan hemen ifade edelim;Bursa Trafik şube Müdürlüğü tarafından vatandaşa adeta şehir içinde tuzak kuruluyor.

Bir örnekle yazımızı taçlandıralım..

Polis memuru Abdullah Demir,dev bir motosiklet üzerinde Bursa trafiğini yönlendirmekle görevli ekiplerden sadece bir tanesi…

Ama şehrin göbeğinde saklanmış birilerine “GEÇ” birilerine “Dur” demek için görev yaptığını zannetse de yansıması hiç de öyle değil..İzledik kendisini bir süre…

Ramazan günü insanların arkasından “Telefonla konuşuyor” diyerek ceza gönderen,ardından “Emniyet kemeriniz yok”  ehliyet-ruhsat ve yeniden ceza mekanizmasını işleten  Polis memuru Abdullah Demir bu defa hangi akla hizmet ettiğini sanırım kendisi bizzat çıkıp  açıklamalıdır…

Ayıptır günahtır…

İnsanların burnundan soluduğu bir dönemde Abdullah Demir gibi “adaletsiz” davranan memurlar sadece iktidara zarar verir,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a zarar verir…

Bizim sorgulamamız iki ayrı konu üzerine idi..

Bu sorgulamalar sadece kişiler üzerine değil her noktada olmalıdır…

Özellikle kamu  adına görev yaptığını söyleyen Abdullah Demir gibilerin ,daha hassas olması herkesin ortak arzusudur.Ama bu hassasiyet sağlanamıyorsa ilgililer tarafından gereği yapılmalıdır.

Kimse alınganlık göstermemelidir…

Sanırım bu sorgulamalar Bursa’nın kadar ülkenin de hayrına olacaktır.

Bu memlekette açıklık ya da şeffaflıktan yana olanların her zaman her zeminde sorgulama hakkı vardır.

Bir şartla; “kimseye pis elbise giydirmeden.”