Ercan AKYILDIZ
  Güncelleme: 17-04-2022 21:56:00   17-04-2022 16:17:00

Riyakarlara bir kaç sözüm var

Bu güne kadar ülkede ya da yaşadığımız kentte yanlışları dillendirirken,hep “İnsan olma” bilinciyle hareket etmenin erdemliliğine inandım.

“Hastanelerde yaşanan olumsuzluklar, bir polis memurunun kendini kral zannetmesi” gibi yaşanmışlıkların deşifre edilmesiyle toplum kazanır.

İnsan olmanın birinci görevi, “Emri bil maruf ve nehyi anil münker”dir. Yani iyiliği emredip; kötülükten de alıkoymaktır. Alıkonulması gereken en büyük kötülükte “çağın hastalığı” diyebileceğimiz “Riyakarlıktır.”
Diğer bir değişle “İki yüzlülüktür.”
“Riyakar ve iki yüzlüler” insanın insana karşı olan muhabbetini yok etmeye yönelik davranış ve hareket içinde bulunanlardır.
Üzerlerinde bu meziyetleri taşıyan insanların ya inancı zayıftır ya da münafık olarak adlandırılırlar.

Günümüzde  “hastalık” diye tabir edilmesinin sebebi; dedikoduyu farkında olarak veya olmayarak çıkaran insanların hala varlıklarını sürdürüyor olmasıdır... Bu mübarek ramazan ayında Allah hepimizi riyakâr, iki yüzlü insanların dedikodusundan, iftirasından korusun…
Şimdi anlamak istemeyenlere bir kez daha anlatalım…
Ülkenin önemli bir süreçten geçtiği dönemde, şer cephesiyle hareket etmek bu memlekete yapılacak en büyük ihanettir. Bir tarafta vatan,millet,bayrak hatta özgürlükten bahsedeceksin diğer taraftan ihanet cephesinde faaliyet gösterenlerin değirmenine su taşıyacaksın.
Bunun kabul edilir bir tarafı yoktur.
Bu düpedüz riyakarlıktır, ikiyüzlülüktür.

Bakın; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bile, Ak Parti’nin başında bulunduğu dönemde yanlış yapanların gözünün yaşına bakmayıp, Osmanlı’yı 600 yıl ayakta tutan şeyin “devlet işlerinde merhamet olmaz” düsturu olduğunu bilerek bu kişilerin siyaseten kellesini aldı.

O isiler şimdi tarihin derinliklerindeki tozlu sayfalarda…

Daha önce bir yazımda da ifade etmiştim. Yanlışları eleştiriyoruz diye herhangi bir siyasi oluşuma cephe aldığımız anlamı çıkarılamasın.

Ama “yalakalık makamında” oturarak “vezir” olmaktansa; her şeyi göze alıp doğruyu söylemeyi tercih edenlerdenim.

Zira endişe duyulan beka “Ülkenin, Bursa’nın” bekasıdır. Beka “kürk” bekası değildir...

Kişilik ve şahsiyet Eğitimcisi Erol Erbaş beyefendi bir sohbet sırasında şu ifadeleri kullanmıştı: “Başkalarının sözüyle hareket edenler bir süre sonra davulcu bahşişi gibi yerlerde sürünür”

Katılmamak mümkün mü?

Uzun soluklu meslek hayatımız da benzer olayları bizde yaşadık. Başkalarının sözüyle hareket edip yerlerde sürünen onlarcasını gördük.

Bugün yazımızın başlığında ifade ettiğimiz İki yüzlü, riyakâr insanlar bir anlamda deccallık görevi üstlenmiş.

Bu deccallara birkaç sözüm olacak;

Vazgeçin; Yıl boyunca göğe bakan yapraklar gibi hazan mevsiminden kalan yapraklar gibi yerlerde sürünürsünüz..

Vazgeçin; Bir gün “Kalp kırmanın dünyadaki tüm kalpleri kırmakla  eşdeğer” olduğunu anlarsınız, “rical” zannettiğiniz şahsiyetlerin ancak turşunun içinde olmasa da olur türünden acurlar olduğunu anlarsınız...

Vazgeçin; Etrafa taşınan yalanları, “gerçek” diye her öğün yediren, kibrini ve kimsesizliğini okşayan “poh poh”cuların “oh, oh”cular olduğunu anlarsınız
Ve gün gelir kaybedersiniz…

Vazgeçin; İhanet şebekesinin içinde yer alan kalplerin satılmış olduğunu gün geçtikçe daha iyi anlarsınız.

Ama yinede kaybedersiniz...

Sonra, Nasreddin Hoca’nın Timur’un karşısında kaldığı gibi dımdızlak ortada kalırsınız…

Sonra…

Sonrası malumunuz…

  Bu yazı 8135 defa okunmuştur.
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş