Üniversite mi, yolgeçen hanı mı?

Bursa gibi bir şehirde,köklü temelleri olan kurumun başında bulunanların her zaman büyük düşünme zorunluluğu olduğu gibi hayati önem taşıyan konularda hassas davranmak mecburiyeti vardır..

Her zaman ve her ortamda ifade ederim;

“Koltuktan güç almak yerine koltuğa güç vermek, aynı zamanda kurumun gücünün artmasına hatta değer kazanmasında önemli bir etken olarak karşımıza çıkar.”

İnsan olma bilinciyle yapılan hareketler,gazete  sütunlarına taşınan yazılar,bir nebzede olsa yapılan yanlışların önlenmesine katkı sağlar.Ahlaki erozyonun yaşandığı bir dönemde,Bursa Uludağ Üniversitesinden ard arda gelen şikayetlerin muhatabı sanırım kurumun başında bulunan Rektör Prof.Dr.Ferudun Yılmaz’dır  

“Ahlaki erozyon” denilince belki birilerinin hemen yüzü düşebilir… Yanlış anlaşılmasın..Farklı algılamalara neden olmadan hemen söyleyelim.Başta Öğretim görevlileri olmak üzere personel ve öğrencilerin ortak şikayeti Üniversite de yaşanan “GÜVENLİK ZAFİYETİ”

Yaklaşık 2 yıl önce de gündeme getirmiştim…Önceki günde gelen şikayetler üzerine sosyal medya hesaplarından çağrı yapmıştım…Onlarca yorum.Ama yetkililerden Çık yok…Ne kentin sorumlularından nede Üniversite yönetiminden..

O zaman bir kez daha ifade edelim;

 “Bursa Uludağ Üniversitesi kampusu yolgeçen hanı olmuş.”

Şehir züppeleri özel araçlarıyla “mekan” haline getirdiği Uludağ Üniversitesi kampusunda cirit atıyor. Kafeteryalar,kim oldukları belli olmayan insanların sohbet mekanı olmuş.Gece geç saatlerde dersten çıkan öğretim görevlileri ve öğrenciler tedirgin.Nerede ne ile karşılaşacakları belli değil.

Üniversitede görevli bir hocanın anlattıkları olayın vahametini ortaya koyuyor. Kendisi de gelen şikayetlerin doğruluğunu teyit eder mahiyette şu ifadeleri kullandı;

“Biz eğitimciler açısından gerçekten sıkıntı yaşıyoruz. Dersten çıktığımız da ne ile kimle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Hastane başta olmak üzere Üniversite bölgesine gelenler rahatlıkla bizim dersliklerin olduğu bölgele girebiliyor. Ders sonrası bir an önce okuldan uzaklaşmaya çalışıyoruz”

Ya öğrencilerin durumu…Kaldıkları yurtlara gitmek için yürümek zorunda  kalan kız öğrenciler…Gece geç saatlerde dersten çıkarak şehir merkezine ulaşmak zorunda olan  savunmasız öğrenciler…

Şimdi anlamak istemeyenlere bir kez daha anlatalım…

Uludağ Üniversitesi’nin bugüne kadar ortaya koyduğu performansın gölgelenmemesi için acil tedbir alınmalı. Esasen önemli olan sosyal faaliyetler başta olmak üzere iş çevreleriyle uyum içinde önemli projelerin gündeme geldiği bir dönemde yaşanacak güvenlik zafiyetinin nelere mal olacağının iyi hesap edilmesi gerekir.

Basit tedbirler Üniversitenin itibarını daha da arttıracağı gibi, İnsanların “can güvenliğinin” sağlanması noktasında eğitime de önemli katkı koyacaktır.

Yapılacak tek şey var…Üniversite bir an önce fabrika ayarlarına dönmeli..Her gün binlerce kişin uğrak yeri Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi  ile Eğitim kampusu arasındaki yol,yabancı araç trafiğine acilen kapatılmalı.Hastaneye gelenler yine aynı güzergah üzerinden geri dönmeli.Belki zamanında iyi niyetle açılan yol bugün sıkıntıları da beraberinde getirmiştir.

Bir süre öncesine kadar Tıp Fakültesi Hastanesiyle gündeme gelen Uludağ Üniversitesi bugün Uluslararası Üniversiteler arasında yer almasında emeği olan öğretim görevlilerinin ve geleceğimiz olan gençlerin bu serzenişlerine zaman geçirmeden çözüm bulunmalı... Üniversiteyi ralli pistine çeviren “müptezellerin” önü kesilerek herkesin rahat bir nefes almasının önü açılmalı..

Buradaki esas sorumluluk,Bursa’nın gözbebeği Uludağ Üniversitesinin tepesinde oturan Rektör Prof.Dr. Ferudun Yılmaz’a aittir.Kapsama alanımız da ki Üniversite de  “Güvelik zafiyeti” nedeniyle yaşanacak bir olumsuzluğun, vebalini kimse taşıyamaz.

Bakın; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bile, Ak Parti’nin başında bulunduğu dönemde yanlış yapanların gözünün yaşına bakmayıp, Osmanlı’yı 600 yıl ayakta tutan şeyin “devlet işlerinde merhamet olmaz” düsturu olduğunu bilerek bu kişilerin siyaseten kellesini aldı.

Birlerce savunmasız öğrencinin, tedirginlik içinde derslerine gidip gelmesinin (Özellikle 2.öğretim) yaşadığı psikolojik tahribatın ortadan kaldırılması ancak Rektör Ferudun Yılmaz’ın duruş sergilemesiyle mümkün olacaktır…Bu duruş Üniversitenin bekasına da katkı sağlayacaktır.

Zira endişe duyulan beka öğretim görevlilerinin bekası,binlerce  gencimizin bekasıdır.Hatta Uludağ Üniversitesinin bekasıdır.

Beka “kürk” bekası değildir…

Birileri istedi diye Üniversitenin yol  geçen hanına çevrilmesini asla doğru bulmuyorum.O söz konusu yol kapatılarak öğrencilerin güvenliği sağlanmalıdır..

Unutmayalım ki “Birilerinin sözüyle hareket edenler bir süre sonra davulcu bahşişi gibi yerlerde sürünür”

Fazla söze ne hacet…