Turgut Özal öldürüldü mü?

Bursa’da teşkilatlanma çalışmalarını sürdüren TEK Parti Genel Başkanı Ahmet Özal’la yaptığımız sohbette yıllardır konuşulan “Cumhurbaşkanı Turgut Özal öldürüldü mü?” sorusuna bir kez daha cevap aramaktı. Ahmet Özal’a sordum.

1993 yılı ve ilerleyen yıllarda ülkenin üzerini kaplayan “Sis bulutlarının” 28 Şubat sürecine kadar devam ettiğini vurgulayan Özal 1993 yılını “darbe yılı” olarak nitelendirdi.

Ahmet Özal bir anlamda baba Özal’ın planlı bir cinayetin kurbanı olduğunu “İMA” ederek şunları söyledi;

“Babam Turgut Özal 1993 yılında vefat etti.1998 yılında bir televizyon programına çıkmıştım. Babamın ölümünden 5 yıl sonra. Gece geç saatlerde eve giderken telefonum çaldı. Babam hastalandığında Hacettepe Hastanesi’nde babamın kanını alan laboratuar şefi beni aradı. Buyurun dedim. “Efendim dedi babanız geldiğinde beş sene önce onun kanını aldık. Kan hala bizde aile olarak talep ederseniz size veririz” dedi.

Ertesi gün harekete geçtik.5 yıl sonra dilekçe yazıldı. Babamın saklanan kanını geri istiyoruz diye. Götürüp dilekçeyi verdik. Sonra bize bir telefon geldi. Kan dün gece yanlışlıkla dökülmüş.”

O dönem Kanal 6 televizyonun da işletmesinin kendilerinde olması hasebiyle bir muhabire gizli kamera takarak hastaneye gönderdiklerini söyleyen Ahmet Özal yaşanan süreci de şu ifadelerle anlatı.. Muhabir hastanede hemşirelerle falan konuşuyor. Bir hemşirenin “Özal her şeyden önce bir insandı. Olmaması gereken şeyler çıktı kanında” diyor. O kan döküldü…Bir daha da bulunamadı..

Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın hayatını kaybettiği dönemde yaşananlarla ilgili ilginç anekdotlar da anlattı Ahmet Özal… Bir gazeteci olarak hayretler içinde kaldım..

Köşk’te sürekli olarak 2 doktor ve 1 ambulans hazır bekletilirmiş.O gün doktorların ikisi de yokmuş. Ambulans da galiba bakıma girmiş. Bilinmiyor..Yine Özal’a servis yapan iki garsonun yurtdışına kaçtığı söylenmiş..Kendilerinden bir daha da haber alınamamış.

19 Aradan sonra Devlet Denetleme Kurulu tarafından inceleme başlatılmış. Hazırlanan raporda “ölüm” şüpheli bulununca mahkeme tarafından mezarın açılmasına karar verilmiş.

Ve mezar açılmış.

TEK Parti Genel Başkanı Ahmet Özal, mezar açılışının mahkeme kararıyla yapıldığını, bu konuda bile “sanki biz istedik” gibi yanlış bir durum ortaya çıktı.

Mezar açılış sürecinde yaşananlar ise gerçekten ilginç..Adli Tıp ta görevli profesörün Ahmet Özal’a “bir insan cesedi 5 yılda çürür.Biz saç, ya da kemik dokusunda alırız”

İşte bu nokta gerçekten önemli..

Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın mezarı açıldığında görevliler şaşkınlığını gizleyememiş. Aradan 19 yıl geçmesine rağmen Özal’ın bedeni çürümemiş beyin dahil, kemik iliklerine kadar  hepsinden doku alınabilmiş.

Ahmet Özal, dönemin Adalet Bakanı mezar açıldıktan sonra açıklama yaparak “Özal’ın cesedi çürümemiş” ifadelerini kullandığı söyledi….

Ardından hazırlanan raporda “Zehir var, zehirlenme yok” Yani hala işin esas özüne varılamamış, Özal’ın ölümüyle ilgili sağlıklı bir sonuç elde edilmemiş.

Bir hatırlatmada biz yapalım;

Türkiye’nin karanlık yıllarıdır 1993… Uçak kazası, sabotajlar.. Uğur Mumcu, Eşref Bitlis, Adnan Kahveci, Cem Ersever, Turgut Özal, o yıllarda öldürüldü.Madımak olayları, Başbağlar katliamı, 36 Askerin alçakça şehit edilmesi, hep o yıllarda gerçekleşti.

Türkiye tarihinin karanlık yılları…Baba Özal’ın ölümüyle ilgili sır perdesini Ahmet Özal bir kez daha araladı. Biz not aldık.. Tarihe not düşmek için.. Varın kararı siz verin…Turgut Özal öldürüldü mü?