NOSAB VE NİLSİAD’DAN Aşı kampanyası...

Delta varyantı ile birlikte vakalar yeniden artışa geçerken, bilim insanları salgının önüne geçebilmek için aşılanmanın şart olduğunu bildiriyor. Türkiye’de aşılanma istenilen düzeye ulaşamazken, Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nden (NİLSİAD)  ve Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi (NOSAB) önemli bir kampanya başlattı. Sanayi bölgesi başta olmak üzere kentin çeşitli noktalarındaki billboardlardan tekrar bir kapanma olmaması ve sanayide üretimin durmaması için bölge çalışanlarına aşı olma çağrısında bulunuldu.

ARAS: AŞI TERCİH DEĞİL SOSYAL SORUMLULUK

Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi (NOSAB) Müteşebbis Heyeti Başkanı ve Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İş İnsanları Derneği (NİLSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Aras, artan vaka sayılarına ve aşının önemine dikkat çekerek tüm vatandaşları ve NOSAB’da çalışanları aşı olmaya davet etti.

Aras, aşının artık tercih değil, sosyal sorumluluk olduğunu ve bu kapsamda toplu alanlara yönelik aşı kontrolü zorunluluğunun getirilmesi gerektiğini belirerek, “Aşılama ile toplum sağlığının ve çalışma hayatımızın sağlam tutulması için iş dünyası olarak bizler de üzerimize düşeni yapmalıyız. Bu noktada iş dünyamızın aşı teşvikleri için proje geliştirmesi yararlı olacaktır. Salgında hizmet sektörü başta olmak üzere birçok sektörümüz büyük zarara uğradı. Ciddi yaralar aldı. Yeni bir kapanmaya daha tahammülümüz yok. Devam eden pandemi sürecinde alınması gereken tedbirlere uymak tüm insanlığın menfaatinedir. Hızlı bir şekilde tekrar artan vaka sayıları kontrol altına alınmalıdır. Alınmaz ise tüm iş hayatı ve ülkemiz ekonomisi süreçten çok olumsuz etkilenecektir. Bunun da ilk ve en önemli yolu aşıdır” diye konuştu.

NOSAB Başkanı Erol Gülmez de, kapanmaların ekonominin birçok alanında büyük zararlara yol açtığını belirterek, yeniden bu durumun yaşanmaması için herkesin aşı olması gerektiğini söyledi.

Gülmez, şunları kaydetti:

"Ekonomiyi durma noktasına getiren çok sert karantina önlemlerini yaşadık. Bedellerini ekonomik ve sosyal olarak ödüyoruz, uzun bir süre de ödemeye devam edeceğiz. Salgının bir daha geri gelmemek üzere ortadan kalktığını düşünmek için erken. Fakat bugün, 19 aydır süren mücadelede gelinen noktada insanlık için bir umut var. Çünkü aşı var. Aşı, tercih değil toplumsal sorumluluktur. İnanıyoruz ki bireysel özgürlükler ancak toplumsal kazanımlarla korunabilir. Aşı olmadan toplumsal bağışıklık seviyesine ulaşılamayacağı, tekrar dükkânların kapanacağı, sokağa çıkma yasaklarının başlayacağı, özgürlüğümüzün kısıtlanacağı gerçeklerini unutmamalıyız. Bu milyonlarca insanın hayatını olumsuz etkileyecek. Öğrencilerin okula gitmesi mümkün olmayacak, bir öğrenim dönemini daha kaybedecekler. Çocuklarımızın psikolojileri bozulacak. Yani neresinden bakarsanız bakın, aşı olmamak insanın beraber yaşadığı diğer insanlara zarar vermesi demek."