?negöllü yazardan 'Su gibi akan' öyküler

?negöllü yazar Cemil Kavukçu'nun yeni kitab? 'Su gibi akan' öyküler yay?nland?.
 Tarih: 08-01-2023 19:52:34
?negöllü yazardan 'Su gibi akan' öyküler

Cumhuriyet gazetesinden Nursun Erel, Kavukçu'nun yeni yay?nlanan kitab?n? kaleme ald?. Necati Sava?'?n foto?raflad??? yaz?y? aynen yay?nl?yoruz;
“Su gibi akan” öyküler!

Öykü dedi?in rahat okunmal?, sayfalar birbiri ard?na su gibi akmal?. Cemil Kavukçu’nun Can Yay?nlar? etiketiyle yay?mlanan Bo? Zamanlar adl? yeni kitab?ndaki öyküleri tam da böyle.

Zincirleme öykülerdeki Faik neden Fay?k?pek gerçekten 20 yerinden b?çaklanarak öldürüldü mü? Ölmediyse nas?l oldu da kar??m?za yeniden ç?kt?? Bu sorular akl?n?z? kurcalarken sayfalar ak?p gidiyor. Ba?ka sorular kafan?za ü?ü?üyor sonra.

Cemil Kavukçu s?rf arkada??n?n f?rças?ndan ç?kan tabloda etkilendi?i Sivrihisar’? görmek, anlatt?klar?n? ya?amak ve kaleme almak için mi gitti oraya? Peki ilk kez gitti?i Sivrihisar nas?l ?a??rtmad? onu?

“Buras? neden çok tan?d?k geldi sana? Çocuklu?unun ?ss?zl???n? bulman ve unuttu?un kokular? duymandan olsa gerek. Evlerden birinde biber k?zart?l?yor, sokak aralar?nda çocuklar oynuyor, ya?l? kayalar ise ac? çekiyordu. Girdi?in bir kahvede ortaya verdi?in selam as?l? kald?.”

ÖYKÜLERDEN SIZAN KOKULAR

Sayfalar? çevirirken çok kez kar??n?za ç?kan ve öyküyü sahici k?lan kokular? sayfalar? çevirirken alg?l?yorsunuz. Sivrihisar’daki otel odas?n?n tozlu perdesi, ba??n?z? koyaca??n?z y?kanmam?? yast?k k?l?f?, çatlak lavabodaki kullan?lm?? sabun ta oralardan gelip burnunuza genzinize doluyor. Bir ba?ka öyküde dedesiyle anneannesinin çat? kat?ndaki tek odal? evinde kalan küçük çocu?un gözü oluyorsunuz.

F?r?nc? day?n?n ak?amlar? pek gidecek yeri yoktur, yatma saati öncesinde evde tahta kurusu av? ba?lat?r, sakland?klar? delikten ?i?le ç?kar?p t?rna??yla ezdi?i böceklerin kan? sandalyeye, duvarlara filan s?çrar, sonralar? kal?c? hale gelen siyah lekeler olu?turur…

Bu sat?rlar? okurken h?zla o sayfay? atlamak istersiniz, ama atlayamazs?n?z tahta kurusu av?n?n tam göbe?indesinizdir çünkü. Hatta, “Sahi, eskiden evlerin yatak odalar?nda hep kar??la??lan, tahta kurular? nereye kaybolup gitti?” sorusu ak?n?za tak?l?r.

 

FAYIK’IN PAVYONU

Bo? Zamanlar’daki zincirleme k?sa öyküler, Fay?k’?n ah?rdan bozma, derme çatma pavyonunu, pavyonda çal??an nedense hep sahte sar???n, ?i?man geçkin kad?nlar?, Fay?k’?n konsomatris ?pek’e olan umars?z a?k?n?, Muzaffer’in trompetini üflerken ?i?en yanaklar?n?, o yüzden kendisine tak?lan ama yüzüne söylenmeyen lakab? bu kadar m? sahici gelir insana?

 

“Muzaffer çalarken yanaklar?n? ?i?irip gözlerini pörtletti?inden kim demi?se ‘kurba?a’ demi? ve bu lakap cuk diye yerine oturmu?tur. Yüzüne kar?? söylemedi?inden kurba?a oldu?unu bilmez. Gitarist ve solist Çakal Nazmi (yüzüne kar?? söylenmedi?inden o da çakal oldu?unu bilmez).”

Sosyal ya?am?n kahvehanelerden ibaret gibi göründü?ü küçük Anadolu kasabalar?n?n renksiz, bo?ucu, dedikoduyla örülü ya?amlar?, foto?raf?n? çekmi?cesine getirir önünüze Kavukçu. Bununla da yetinmez, ta eskilerde kalm??, sarar?p solmu? figürleri, erkekleri, kad?nlar? çerçevelerinden ç?kar?p kanl? canl? kar??n?za koyar.

Alkolden kurtulmaya çal??an, alkolsüz günlerinin çetelesini tutan Enis Cabiç size tan?d?k gelir, yoksunlukla mücadelenin olanaks?z oldu?unu anlars?n?z -acaba Enis de o yüzden mi intihar? dü?ünür-. Bisiklet tamircisi, Amca ?hsan, Mesut, bulmaca çözen otel görevlisi hiç yabanc? de?ildir.

ESK? ZAMAN BABALARI

Kitab? Bo? Zamanlar ad?n? ta??sa da Kavukçu’nun öykülerdeki karakterleri bo? durmaz, geçmi? y?llardaki Anadolu ya?am?n? anlat?r dururlar. Okurken, akl?n?za ü?ü?en sorular artar:

Anadolu’daki babalar?n huyu suyu hep birbirine mi benzerdi? Duvara dayal? sedirlerdeki yerleri tart???lmaz m?yd?? Hepsi mi çocuklar?na ayn? mesafeyi koyar, yüzgöz olmaz, fazla konu?maz, kedi beslemelerine bile izin vermezdi? Sokakta yavruyken bulunup günlerce süren yalvarmalar sonras? eve “yar? zamanl?” olma ko?uluyla al?nan Keko hava karar?nca evden gitmesi gerekti?ini baban?n “ç?k?ir” (ç?k d??ar?) komutuyla ?ip?ak nas?l ö?renivermi?ti? Duvarda as?l? duran “?ipka” (k?z?lc?k sopas?) yerinden hiç k?p?rdamam?? olsa da herkesi nas?l da öyle hizaya sokmu?tu?

 

HAC?Z MEMURU

Yazl?klar? k??l?klar?, okul önlüklerini, beyaz patiskadan iç çama??rlar?n? bir ç?rp?da t?k?r t?k?r dikip halleden diki? makinas? evin en de?erli e?yas? de?il miydi? Ya günün birinde kap? çal?n?r da haciz memuruyla kar??la??l?rsa nice olurdu durum?

“Annem a?lamaya ba?lad?, makineyi niye saklad???m?z? sorduk.Annem ya?l? gözlerle bir bana bir karde?ime bakt?, babam?z?n mal ald??? tüccara borçlar? varm??, Allah korusun haciz memuru kap?ya dayan?rsa diki? makinas?n? al?p götürürmü?. O makine de annesinin hat?ras?ym??, can?n? als?nlar ama o makineye dokunmas?nlarm??.”

Art?k kimsenin evinde diki? makinesi filan kalmad? da, herkesin evindeki duvara dayal? sedirler, yast?klar nereye gitti? Ya yaz boyu kömürlükte durup s?ras?n? bekleyen soba, ma?a, kova üçlüsünden çabucak vazgeçildi de, sokaktan geçen hurdac?ya azc?k para ve üç be? mandal kar??l???nda sat?l?rken hiç mi s?zlamad? yürekler?

Cemil Kavukçu öykülerini e?i Meral’e ithaf etmi?. Kitab?n?n giri?inde Peter Esterhazy’den bir al?nt? var: “Gerçek hikayeler sadece uydurulan hikâyelerdir” diyor Macar yazar. O nedenle “k?zd???nda gözleri kocaman kocaman olan Emel de acaba Meral miydi?” sorusu dü?üyor akla.

Fay?k, zincirleme öykülerin ba? karakteri. Onun kula?a biraz tuhaf gelen isminin gerekçesi ise ba?l? ba??na “su gibi okunacak” bir öykü. Öyküler o kadar sahici ki, Cemil Kavukçu, Stefan Zweig’dan yapt??? al?nt?y? “Fay?k ve Di?erleri” öyküsünün ba??na belki de bu nedenle ald?: “Her sanatç? ço?unlukla ya?amad?klar?yla, daima elinden kaç?rd?klar?yla yarat?r.”

Etiketler
  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  DÄ°ÄžER KÜLTÜR-SANAT Haberleri
YUKARI nisbar giriÅŸ betnis giriÅŸ yakabet giriÅŸ