Burkay “Kazanımlarımızı korumak için topyekün mücadele ettik…”

Türkiye ekonomisinin lokomotif kenti Bursa’da 47 bin üyesi ve çalışanını pandeminin etkilerinden korumak amacıyla harekete geçen öncü kurumların başında yer alan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay’la süreci konuştuk.
 Tarih: 30-08-2021 12:12:00   Güncelleme: 30-08-2021 12:25:00
Burkay “Kazanımlarımızı korumak için topyekün mücadele ettik…”

Tüm zorluklara rağmen yaşanan gelişmeler Bursa gibi üretim merkezi şehirlerin önemini daha da artırdığını söyleyen BTSO Başkanı İbrahim Burkay “Normalleşme adımlarıyla birlikte Bursa'nın son 8 yıldaki dönüşüm hamlesiyle bulunduğumuz coğrafyanın en güçlü üretim ve ticaret merkezi olacağına inanıyorum” dedi..

İnovasyon temelli bilgi ekonomisine geçiş hızımızın küresel rekabetteki yerimizi belirleyeceği yeni bir dönemden geçildiğini vurgulayan Başkan İbrahim Burkay’a  ard arda sorularımız sıraladık..

 

Sayın Başkan, coronavirus süreci sadece ülkemizde değil, tüm dünyada kalıcı hasarlar oluşturdu. Bu süreci iş dünyası olarak nasıl değerlendirirsiniz ?

 

Sosyal yönleriyle olduğu kadar ekonomik açıdan da önemli bir sınavdan geçiyoruz. Küresel ölçekte son 100 yılın en büyük krizini işaret eden coronavirus salgını, kamudan reel kesime, çalışma hayatının tüm aktörlerini derinden etkileyen yeni bir dönemin kapılarını araladı. Üretimi, ticareti, istihdamı ve ihraç pazarlarını saran salgın, bir taraftan kazanımlarımızı korumak adına topyekün bir mücadele göstermemizin zorunluluğunu ortaya koyarken; diğer taraftan yeni normal olarak tanımlanan bir süreçte değişen koşullar karşısında hızlı refleks verebilme kabiliyetimizin önemini gösterdi. Coronavirus, küreselleşme yerine tedarik zincirlerinde bölgesel çözümleri ön plana çıkaran, dijitalleşme yi hızlandıran ve e-ticaretin hızla yaygınlaşmasını tetikleyen olağanüstü bir dönem oldu. Tüm zorluklara rağmen yaşanan gelişmeler Bursa gibi üretim merkezi şehirlerin önemini daha da artırdı. Normalleşme adımlarıyla birlikte Bursa'mızın son 8 yıldaki dönüşüm hamlesiyle birlikte bulunduğumuz coğrafyanın en güçlü üretim ve ticaret merkezi olacağına inanıyorum.

 

Krizler bazı sektörlere yeni fırsatlar sunarken, birçok işletme büyük zorluklarla ayakta kalma mücadelesi verdi.Hükümete çağrılarınız oldu. BTSO olarak pandemi dönemindeki çalışmalarınızdan özetle bahsedebilir misiniz ?

 

Türkiye ekonomisinin lokomotif kenti Bursa’da bizler de Bursa Ticaret ve Sanayi Odası olarak virüsün etkisini gösterdiği ilk günden itibaren 47 bin üyemizi ve çalışanlarımızı pandeminin etkilerinden korumak amacıyla harekete geçen öncü kurumlar arasında yer aldık. Pandeminin ülkemizde de tespit edildiği 2020 yılının Mart ayından günümüze, bir taraftan hizmetlerimizi kesintisiz sürdürebilmek adına tedbirlerimizi artırırken; diğer taraftan tüm gücümüz ve imkânlarımızla üyelerimize destek vererek sektörlerimizin bu olağanüstü dönemi en az hasarla atlatması için seferber olduk.

Hazırladığımız ‘Acil Eylem Planı’ ve Valiliğimiz öncülüğünde oluşturduğumuz ‘Kriz Yönetim Masası’ ile üyelerimizin tüm sorunlarında her an yanlarındayız. ‘WhatsApp İletişim Hattı’, ‘Üye Danışma Hattı’ ve ‘BTSO Yanınızda’ panelleri ile dijital platformlarda gerçekleştirdiğimiz sektörel toplantılarda firmalarımızın ilettiği her sıkıntıyı, görüş, öneri ve talebi Sayın Cumhurbaşkanımız, ilgili Bakanlarımız ve çatı kuruluşumuz olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’mizle paylaşıyoruz. Üyelerimizin beklentileri doğrultusunda ekonomi yönetimimize sunduğumuz raporların takipçisiyiz. Hükümetimizin uygulamaya aldığı birçok destek paketi de bu taleplerimiz sonucu karşılık buldu. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte de tüm imkânlarımız ve kaynaklarımızla üyelerimize destek vermeyi sürdüreceğiz.

 

Bursa iş dünyası sizin ve ekibinizin yönetimiyle birlikte güçlü bir dönüşüm hamlesine de start verdi. Pandeminin oluşturduğu şartları da göz önünde tutarsak, hayata geçirdiğiniz projelerin kent ve ülke ekonomisine katkısı konusunda neler söylemek istersiniz ?

 

İnovasyon temelli bilgi ekonomisine geçiş hızımızın küresel rekabetteki yerimizi belirleyeceği yeni bir dönemden geçiyoruz.Bu süreç aynı zamanda dinamik ve yeniliklere açık bakış açısını çok daha değerli kılmıştır. Bu kapsamda mevcut konjonktürle birlikte yaklaşık 8 yıl önce startını verdiğimiz projeleri bugün çok daha anlamlı hale getirdi. Bursa, yerel dinamikleri, üretim yeteneği ve insan kaynağı ile Türkiye ekonomisine dinamizm katan öncü şehirler arasında bulunuyor. Bizler de sahip olduğumuz ekonomik ve beşeri zenginlikleri ortak aklın gücüyle daha da ileri taşımayı hedefledik.

Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde, Bursa’mıza ve ülkemize kazandırdığımız TEKNOSAB, yeni nesil araştırma ve mükemmeliyet merkezlerini barındıran BUTEKOM, küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz için hazırlıklarını sürdürdüğümüz KOBİ OSB gibi projeler, rekabet gücümüze güç katacak nitelikteki projelerdir. Diğer taraftan firmalarımızın dijital dönüşümlerine rehberlik eden Bursa Model Fabrika da işletmelerimizin yetkinliğini ve verimliliğini yükselten örnek bir proje olmuştur.

2020 yılında yaşadığımız tüm zorluklara rağmen Bursamıza değer katan ve kentimizin cazibe merkezi kimliğini güçlendiren çalışmalarımızı da sürdürdük. Makro projelerimiz arasında da yer alan GUHEM’i alanında Avrupa'nın en kapsamlı uzay havacılık ve eğitim merkezi olarak Bursa’mıza kazandırmanın gururunu yaşadık.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın destekleriyle BUTEKOM çatısı altında hayata geçirdiğimiz İleri Kompozit Malzemeler Araştırma ve Mükemmeliyet Merkezimiz - İKMAMM da sanayimizin katma değeri yüksek teknolojik ürünlere geçişinde ve sektörel dönüşümünde önemli bir görev üstlenecektir.

Marmara Havzası’nda gerçekleştirdiğimiz dönüşüm hamlesi ve teknoloji odaklı üretim altyapısı ülkemizin 60 yıllık hayali olan yerli otomobil projesini de Bursa’mıza taşıdı. Yan sanayimizde ve tedarik zincirinin tüm katmanlarının dönüşümüne hız kazandıran yerli otomobilimiz için gerek nitelikli personelin temini gerekse de Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarıyla destek sağlıyoruz.

Bursa iş dünyamız, verimliliği, katma değerli üretimi ve yüksek teknolojiye dayalı ekonomik dönüşümüyle çok daha güçlü bir geleceğe doğru emin adımlarla ilerlemektedir.

 

Bursa gibi üretiminin büyük bölümünü Avrupa Birliği ülkelerine ihraç eden şehirler için ‘Yeşil Mutabakat’ oldukça kritik bir önem arz ediyor. Firmaların yeşil mutabakata uyum sürecine ilişkin neler söylersiniz ?

 

Dünya Ekonomik Forumu'nun  2020 Küresel Risk Raporu’na göre önümüzdeki 10 yılda dünyayı tehdit eden ilk 5 riskin tamamının iklim değişikliğinin getirdiği çevresel risk lerden oluştuğu dikkate alınırsa, bu yönde atılan adımların ve tüm kurumlarımızla sürdürülebilir ekonomiye dönük çalışmaların stratejik önemi daha da iyi anlaşılacak, yeşil dönüşüme erken yatırım yapanlar, yeni ekonominin piyasa önderleri arasında yer alacaktır.  

Birçok firmamız son yıllarda sürdürülebilirlik, enerji verimliliği, dijitalleşme ve elektronik ticaret ile akıllı üretim alanlarına yöneldi. Ancak uyum süreci aynı zamanda yüksek yatırımları ve dolayısıyla finansman ihtiyaçlarını da ortaya çıkardı. Avrupa Birliği’nin bu süreci 1 milyar Euro gibi bir kaynak ile desteklediğini de dikkate aldığımızda ihtiyaç duyulan finansman çok daha iyi anlaşılacaktır. Ülkemizde de yeşil dönüşüme ayak uydurabilmek için firmalarımıza ve sektörlerimize finansman desteklerinin sunulması gerektiği inancındayım. Çünkü teknoloji ve geleceğe yönelik kaynak ayırma düzeyimiz, ülkemizin küresel rekabetteki yerini de belirleyecektir.

 

Kent ekonomisi ile birlikte en önemli marka değerlerinden biri olan Bursaspor tarihinin en kritik sezonlarından birine çıkıyor. İş dünyası olarak Bursaspor’un geleceğini nasıl görüyorsunuz ?

 

Bursasporum’uzun kuruluş yılı olan 1963, sadece bir tarih değil, bir büyük şehrin ovamızın yeşili ve Uludağ’ımızın beyazından aldığı renkler etrafında ortak duygularla kenetlendiği bir milattır.

Merhum İbrahim Yazıcı başkanlığında Süper Lig tarihine adını altın harflerle yazdıran bu takım, dünyanın en büyük futbol organizasyonunda da boy göstererek hepimiz için gurur vesilesi olmayı başarmıştır. 2010 yılından bu yana ise büyük sevinçlerle beraber maalesef bir alt lige düşmek gibi büyük üzüntüleri de hep birlikte yaşadık.

Ancak Bursa iş dünyası olarak bizler de en zor dönemlerde bile takımımıza inandık ve bu inancın karşılığı olarak da Bursasporumuza sürekli destek olduk. Kombine kampanyasından forma satışına kadar Bursa iş dünyası olarak Bursaspor’umuzu maddi açıdan düze çıkaracağına inandığımız tüm kampanyalarda en ön sıralarda yerimizi aldık. Her zaman olduğu gibi bugün de takımımızın yanındayız. 2010 ruhuyla mücadele ederek yeniden layık olduğumuz Süper Lig’deki yerimizi olacağımıza inanıyoruz.

Teşekkürler sayın Başkan..

Bize kolay gelsin demek düşer…

 

 

Etiketler fatihte tramvay
  DİĞER EKONOMİ Haberleri
ŞANS OYUNLARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş