Ercan AKYILDIZ
  Güncelleme: 25-04-2020 16:33:00   13-04-2020 12:53:00

Bari bugünlerde çelme takmayın…

31 Büyükşehir ve Zonguldak’ta uygulanan 2 günlük sokağa çıkma yasağına halkın tamamına yakını Bursa’da da uyarak çağrılara kulak verdi.
Gerçi ilk akşam yaşanan kargaşayı bir talihsizlik olarak değerlendirebiliriz, ama yasağın uygulamaya konulacağı akşam insanların sokağa akın etmesinin bu dönemde savunulacak bir tarafı yok.
O gece yaşananlar bana 15 Temmuz hain darbe girişimini hatırlattı. Bazıları darbe söylentisinin yayılmasının ardından bankamatiklere bazıları ise marketlere akın etmişti.
Birileri de bu hain kalkışmaya karşı sokağa çıkarak,darbecilere direnmişti.
Şunu ifade etmek istiyorum;
Bu ülkede yaşanan olayları eleştirirken,hissiyatımızı ve ön yargılarımızı bir kenara koyarak ona göre değerlendirme yapmalıyız.Özellikle hissi davranışlar bakış açımızı değiştirebilir.
O gün insanların sokağa çıkarak “sosyal mesafeyi” ortadan kaldırmasının savunulacak bir tarafı yoktur.Eleştirilecektir,bu eleştiriler ülkenin,Bursa’nın menfaatine olduğu gibi,insanların ilerleyen günlerde mutlu ve huzurlu yaşamalarının da önünü açacaktır.
Ama,eleştiriyi yapanın bir katkı koymak düşüncesinden değil de, donanım ve kültür yetersizliğinden kaynaklanan bir eğilimi hissediliyorsa ya da bir muhalefet lideri gibi konuşuyorsa bize de düşen, bu eğilimi eleştirmek ve “insanları tahrik etme” imkanı sağlamayan zemini sorgulamaktır.
Bu ülkede en büyük gayretimiz “insan gibi insanı” aramak yönünde sonsuz bir çabadır.İnsanların canı pahasına mücadele verdiği bir ortamda,seviyesizliğe prim verecek zamanı çoktan geçtik.
Ruhsal zekamızın en verimli olduğu yıllar olarak bu içinde bulunduğumuz yıllarda  “verilen mücadeleden alınacak sonucun”  hiçbir şeye değişilemeyecek olan hazzını hep birlikte tatmak istiyor ve hep bu nazarla bakıyoruz, ülkemizde verilen mücadeleye!
Yaratılanların en şereflisi olan insan ne yazık ki ortam ve koşullar oluştuğunda yaratılanların en aşağısında bir yerde konuşlanabiliyor!
Bakın;dün Bursa’nın bir çok yerini dolaşma imkanımız oldu.İnsanlar evlerinde kendilerini izole ederken,bir kısmı da hizmet için kapı kapı dolaştığına şahit oldum.
Sağlıkçılar hastaneler de hastalara şifa olmak için gayret sarf ederken, Valilikte,kaymakamlıklarda,yerel yönetimlerde görevli insanlarda evlere erzak taşıyordu.
Bursa Valisi Yakup Canbolat Başkanlığında oluşturulan İl Pandemi kurulu tarafından alınan kararlar doğrultusunda insanların mağdur olmaması için her görevli ayrı bir çaba sarf ediyordu.
Peki,bizler Türk milletinin birer ferdi olarak övünmeyelim mi?
Anlatmak istediğim esas konu şudur;
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı  ya da Ak Parti iktidarını seversiniz ya da sevmezsiniz. Ancak Milli meselelerde bizim tek yumruk olmamız gerekirken,dünya’da olup bitenleri görmezden gelen birilerinin TV ekranlarına çıkıp zihinleri bulandırmasının kime ne faydası olacak.
Bursa ekseninde bile Büyükşehir başta olmak üzere Osmangazi yada Yıldırım Belediyesi tarafından yapılan yardımları alkışlarken,CHP Nilüfer Belediyesinin bu süreçteki gayretlerini  alkışlamayı da insani değerlerin  bir parçası olarak görebilmeliyiz.
Bu dönemde taşın altına elini koyan yöneticilere şucu yada bucu şeklinde yakıştırma yapmanın,bu insanların moral motivasyonun bozmanın kime ne katkısı olacak.
Şunu gördük;
Dünyanın bocaladığı bir dönemde,millet olarak silkinerek bir kez daha ayağa kalkmanın en güzel örneğini sunuyoruz.
Bugün devlet onurlu bir davranış sergiliyor.Bizim yanında olmamız kendisine destek vermemiz gerekirken,birileri hala sıkılmadan eleştiriyor,veryansın ediyor.
Bu noktada kimse benim AK Parti yandaşı olduğumu düşünmesin.
Sadece Milli meselelerde dik durmasını,dik duran yöneticilerimizi de alkışlamasını önemini kavrayabilmeliyiz.
Bugün benim ve bir çok arkadaşımın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı alkışladığı gibi..
Ancak birileri hala bize çelme takmaya çalışıyor...
Son sözüm şu ki;
Bari bugünlerde çelme takmayın..

  Bu yazı 3528 defa okunmuştur.
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş