1960 Yılı bir yaz akşamında İstanbul Tepebaşı yazlık Gazinosu silme kaliteli konuklarıyla dolu. Erkekler ve hanımlar, sahneye çıkacak Sanatcılarla rekabet edecek zerafet ve ihtişam içinde.
Sadece bir Sanatcı hariç, çünkü kimse erişemez onun olduğu zirveye: ZEKİ MÜREN.
İlerleyen saatlerde onun Sahne hazırlığı yapılırken, o ana kadar kayıtsız Gazozum ve çerezlerimle oyalanan henüz 6 yaşın başlarında ben, yapılan "Zeki Müren sahne hazırlığı" anonsu ile fırladım ailemin yanından, doğru oldukca boyuma göre yüksek sahnenin duvarına yapışıp, çıkacak-doğacak Güneşi beklemeye başladım.
Ve nihayet..Koca sahnede boş yer yok, onca TSM sazları arasında kuyruklu Piano, Perkusyon ve ilk kez görüp hayran kaldığım Kontrabas da var. Ve Muhteşem Güneş, tüm göz köreltici ışığıyla herkesi büyülemiş , ben ise yapıştığım duvarın adeta dış sıvası olmuş durumdayım. Ellerimle Sahne kenarına tutunup takip projektörü gibi bir çift gözümü kırpmadan, anlatılmaz bir heyecan-merak ve ilgiyle sahnesinde Zeki Müren'i izliyorum soluksuz.
Epey sonra sahne ve izleyicilerin heyecanı normalleşmeye başladığında Zeki, konuklarıyla sohbetlere başladı.
Bir ara tam tepemde çömelerek "Burada küçük bir hayranım var. Merhaba hayatım, senin bütün akranların şu saatte uyurken, sen gelmiş burda büyük bir aşkla beni izliyorsun. Çok yaşa emi. Söyle bakiim en çok hangi şarkımı seviyorsun, hemen onu söyliyeceğim şimdi, sadece senin için?" dedi.
Sadece "Lingo Lingo Şişeler" diyebildim.
Akabinde şarkı başladı. Var yaa oradan uçtum, uçtum, uçtum, lingo lingo şişeler arasında kayboldum.!
TCnin ilk ve son SANAT GÜNEŞİ
Kültür küpü
Aydın kişilikli
Sahne Reformisti(kıyafetlerden, dekora, batı sazlarına kadar)
Türkçe'nin örnek Öğretmeni
İngiltere Royal Albert Hall'de Konser veren tek TC Sanatcısı
Ve ölümsüz.
Sevgi-hayranlık-gurur ve saygı ile bakıyorum her gece gökyüzündeki Müren Yıldızına.
İhbar Hattı
543 513 60 26
